HALLAÇ-LEYLA ERBİL


Çalıştığım kurumun kütüphanesine gittim yine geçen gün. Çok şükür ki elimin altında her zaman faydalanabileceğim kocaman bir kütüphane var. Çoğu kitabı da oradan ödünç alıyorum. Bu sebeple yukarıda gördüğünüz gibi kitaplar bazen yıpranmış ve eski basımlardan olabiliyor. Neyse, dediğim gibi kütüphaneye gittim ve aklımda Leyla Erbil kitapları vardı. Birkaç kitabını aradım bulamadım rafta, sonra baktım hiç aklımda olmayan eski öykü kitaplarından olan Hallaç var, alayım dedim. Hatta " Nereden buldun onu, çok eski görünüyor" diyenler bile oldu. Ben de "Ben onu seçmedim, o beni seçti" dedim. Ertesi gün okumaya başlayabildim, kitabın ilk sayfasını çevirdim ve elim, ayağım zangır zangır titredi. Benim kuruma geldiğim yıl olan 2012'de ben gelmeden az bir zaman önce vefat eden ve herkes tarafından çok sevilen, güzel başarılara ve sayısız sanat eserine imza atmış olan bir hocamızın kütüphanemize hediye ettiği bir kitapmış Hallaç. Demem o ki; bir iyilik asla ve asla yeryüzünden kaybolmuyor. Yapmış olduğunuz bütün güzel şeyler, ufak da olsa tekrar tekrar sizi insanlara hatırlatıyor. Hislerimin bazen çok kuvvetli olduğunu hissederim. Kitabı da okuyunca rahmetli hocamız, rahmetli Leyla Erbil ve kendi ruhum arasında bir bağ oluştu.

Kendine has dili, özgür tarzıyla bambaşka bir kadınmış belli Leyla Erbil. Türkiye'den Nobel Edebiyat Ödülü'ne ilk aday gösterilen kadın yazar. Öyküsünden birçok yeni kelime öğrendim. Bakış açısı o yılların çok ilerisinde. Bugün kitap üzerine sohbet ettiğim arkadaşım "Kitap bana biraz ağır gelebilir" dedi, "okuyamayabilirim, sabırlı olamayabilirim". Bu açıdan hiç bakmamıştım. Evet, bu kitabın okunması bazen zorlayabilir okuyucuyu, doğru. Ama ben bazen tüm kitaptan sadece bir cümleyi alıyorum kendime; bazen bir mesaj, bazen bir yol oluyor bana. Bu da öyle bir kitap.

Bu toprakların kadın yazarlarının yazılarında hep sezdiğim bir şey var. Kadının üzerindeki baskının, toplumun kadına bakış açısının onları nasıl etkilediğini ama bu olumsuzlukları nasıl da yazılarına okuyucuyu kalbinden etkileyecek biçimde kattıklarını ve bir nevi kendileri için ve pek tabii bizler için bir kazanıma dönüştüklerini görüyoruz.

Bir Leyla Erbil romanı okumak istedim, bence güzel olur. Aslı Erdoğan da böyleydi. Deneme kitabı olan Bir Delinin Güncesi daha asi, savruk, sanrılar, yansımalar, yanılsamalar ama Kabuk Adam romanı bana göre çok güzel bir dille yazılmış bir roman. Leyla Erbil'in romanının da böyle olacağını düşündüm.

İşte böyle... Artık alıntı yok, kitapların büyüsü bozulmasın. Benim kitapla olan ilişkim böyleydi, siz okursanız yada okumuşsanız herbiriniz için kazanımlar farklı olabilir.


8 yorum:

  1. Çağdaş Türk yazarlar ile pek ilgim yok, okumak istersem Leyla Erbil güzel bir başlangıç olabilir.

    YanıtlaSil
  2. Leyla Erbil, Aslı Erdoğan güzel başlangıçlar olabilir, evet.

    YanıtlaSil
  3. Leyla Erbil okumadım. Belki okurum:)

    YanıtlaSil
  4. Yazınızı okuduğumda, Leyla Erbil okumadığım için kızdım kendime. Nobel ile ilgili ayrıntıyı bilmiyordum. öğrenmiş oldum. çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyamadığımız o kadar çok kitap var ki Emine Hanım, hiç kızmayın kendinize, elimizden geldiğince. Sevgiler.

      Sil
  5. leyla erbil müthiş yazarlarımızdan yaa. bu hallaçı okumadım aklımda olsun. türk edebiyatında kadın yazarlar erkeklerden çok çok daha iyi. leyla erbil, onun yakın arkadaşı tezer özlü, sevim burak, sevgi soysal, pınar kür, nazlı eray, tomris uyar, adalet ağaoğlu. müthiş yazarlarımııız :)

    YanıtlaSil

Benden-DEVAM ET

Hissediyor musunuz siz de bilmiyorum? Her an değişiyor ve dönüşüyoruz. İyiye veya kötüye. Direksiyon bizde, nereye kıracağımız bize bağlı...